Okuduğum en anlamlı ve akışkan olan bir kitap kısaca özeti:
UÇURTMA AVCISI
Emir ve Hasan beraber büyümüş çok iyi dost olmuş iki süt kardeştir. Emir’in babası çok yardımsever biridir. Hasan’ın babası ise Emir’in babasının yardımcısı evin hizmetlisidir .Hasan okumayı ve yazmayı bilmez, Emir’de Hasan’ın aksine yazı yazmayı çok seven bir yapıya sahiptir. Emir yazdığı yazıları Hasan okumayı bilmediği için ona okurdu.
Bir gün Hasan ve Emir mahallede gezerken Assefle karşılaşırlar. Assef mahallenin delisi kendini beğenmiş biridir. Assef iri yapılıdır. Kimse ona hiçbir şey yapamaz. Assef bunlara saldırır. Hasan ise Emir’i kurtarır. Assef orayı terk eder fakat bu işi burada bitirmemiştir. Kabil’de her sene düzenlenen uçurtma şenliği düzenlenir. O şenlikte de uçurtma yarışı yapılır. Bu sefer uçurtma yarışına Emir ve Hasan’da katılmaya karar verirler. Baba, Hasan ve Emir gider uçurtmalarını alırlar. Emir çok güzel uçurtma uçurur Hasan’da çok güzel yakalardı. Yarışmada 100 uçurtma vardır ve sadece 2 tanesi kalmıştır. Emir’in babası Emir’den çok Hasan’ı severdi. Emir’de bu yüzden hep dışlanmış, ilgisiz kalmıştır. Bu yarışma Emir’in, babasının gözüne girmesi için çok güzel bir fırsattı. Ve yarışmada son uçurtma kaldı Emir şampiyon oldu fakat birde bu uçurtmayı yakalamak gerekiyordu. Bu görevde Hasan’a verilmişti. Hasan uçurtmayı yakalamak için koştu. Koşarken de ‘Emir ağa senin için bir değil bin uçurtma yakalarım diye bağırıyordu.’ Uzun bir zaman geçtiği halde Hasan gelmemişti. Emir’in ise aklında Hasan’ın gelmemesi değil uçurtmanın nerede olduğu düşüncesi vardı. Emir dayamayıp Hasan’ı aramaya başladı. Araya araya sonunda Hasan’ı bulmuştu. Fakat gördüğü şey çok kötüydü. Ara sokakta Assef ve iki arkadaşı Hasan’ı hem dövüyor hem de tecavüz ediyordu. Emir kurtarabilirdir fakat kılını bile kıpırdatmadı. Sonra Hasan uçurtmayla birlikte hiçbir şey olmamış gibi babanın yanına geldi ve babanın o günden sonra favorisi Emir oldu. Emir’i çok seviyor her zaman onunla ilgileniyordu. Zaman geçti fakat o sahne hep Emir’in aklına geliyordu gördüklerini unutmak istiyordu. Hasan ile Emir’in arası o olaydan sonra kötüleşti. Hasan Emir ile gezmek istiyordu fakat Emir bunu yapamıyordu. Hasan’ın evden gitmesi gerekiyordu. Emir’in doğum günü geldi. Emir’e bir sürü hediyeler gelmişti. Fakat Emir doğum gününde gördüğü manzara karşısında şok olmuştu. Hasan, Assef ve o iki arkadaşına içecek veriyordu. Emir artık Hasan’ı bu evde istemiyordu. Emir Hasan’ın yatağının altına para koyup ona iftira attı. Hasan’ın bundan haberi bile yoktu. Emir babası geldiğinde parasının kaybolduğunu ve Hasan’ın yatağının altından çıktığını söyledi. Baba Hasan’a böyle bir şeyin doğru olup olmadığını sorduğunda ise Hasan, Emir’in başı yanmasın diye doğru dedi. O günden sonra Ali orada kalamazdı Hasan’ı da alıp gittiler. Bir daha da Hasan ve Ali den haber alamadılar.
Bu olaydan sonra Afganistan’ı Sovyet işgal etti. Baba ülkeyi terk etmek istedi fakat giriş çıkışlar yasaktı. Bu dönem de Emir’in babası kansere yakalandı. Kaçak yollarla önce Pakistan’a oradan Amerika’ya kaçtılar. Baba işe girdi ve işinde git gide yükseldi. Emir’de okula devam ediyordu. Emir yazar olmak istiyordu fakat babası buna karşı çıktı. Bir gün Emir Süreyya adında bir kızla tanışır. Süreyya çok hoş ve güzel bir kızdır. Babası her ne kadar Süreyya için Emir’i uyarsa da Emir aşık olmuştur. Sonra gidip Süreyya’yı babasından isterler ve evlenirler. Emir’in babası düğünden sonra her ne kadar tedavi olsa da kurtulamadı ve vefat etti. Aradan yıllar geçer fakat Emir ve Süreyya’nın çocukları olmaz. Emir bunun sebebinin Hasan’a yaptıklarının karşılığı olduğunu düşünür. Emir babasının vefatından sonra kendini yalnız hissetmeye başlamıştır. Biraz zaman geçtikten sonra Rahim Han Emir’i arar ve Pakistan’a dönmesi gerektiğini söyler.
Süreyya ve Süreyya’nın babası her ne kadar karşı çıksa da Emir bunları dinlemez Pakistan’a gider. Rahim Han Emir ile sohbet ettikten sonra birden cebinden bir resim ve mektup çıkardı. Resimde Hasan, Hasan’ın karısı ve oğlu vardı. Emir gördükleri karşısında şok oldu. Mektup da Hasan’ın Emirin aslında öz kardeşi olduğu yazıyordu. Rahim Han Emir’den Hasan’ın oğlunu bulup getirmesini, kendisinin ona bakması için bakıcı tutacağını söyler. Emir, Rahim Han’ın bu teklifini kabul eder. Daha sonra şoför Ferit’i de yanına alıp yola çıkarlar. Kabil’e gittiklerinde Kabil çok kötü bir haldeydi. Herkesi öldürüyorlardı. Hasan ‘ı da bunlar öldürmüşler hem de karısı ve çocuğunun önünde. Hasan’ın çocuğunun bir yetimhanede yaşadığını isminin Sohrab olduğunu öğrenirler. Çocuğu almak için yetimhaneye giderler. Fakat çocuk orada yoktur. Yetimhanenin müdürü çocukları pazarlıyordu. Hasan’ı da birine vermiş. Bu adamı aramaya başladılar. Adamı bulduklarında Emir şok olmuştu. Bu adam Hasan’a tecavüz eden Assef’di, şimdide aynı işkenceyi oğluna yapıyordu. Çocuğu getirdiler. Fakat Assef Emir’e bir seçenek sundu. Kavga edeceklerdi eğer Emir kazanırsa çocuğu alıp götürebilecekti. Kaybederse Emir’i öldüreceklerdi. Herkes odadan çıktı. Emir, Sohrab ve Assef kalmıştı. Assef Emir’i döverken Sohrab Emir’i Asef’in elinden kurtardı ve zar zor kaçtılar. Oradan hastaneye gittiler Emir’in her yeri kırılmıştı. Emir iyileştikten sonra Pakistan’a gittiler. Sohrab Rahim Han’ın yanında kalacaktı. Fakat gittiklerinde Rahim Han yoktu. Emir Sohrab’ı yalnız bırakamazdı bunun için eşi Süreyya’yı arayıp konuştu. Süreyya bu duruma çok sevinmişti. Fakat bir sorun vardı. Çocuğu götürmeleri için babasının onayının olması gerekiyordu, babası ise ölmüştü. Emir ve Süreyya tam umudu kesmişken Süreyya’nın amcası dış işlerinde çalışıyordu yardım edebileceğini söyledi. Sohrab Emir ile birlikte Süreyya’nın amcasının yardımıyla Amerika’ya gitti. Fakat hiçbir şey Emir’in hayal ettiği gibi olmamıştı. Sohrab çok sessizdi tek kelime etmiyordu. Bir Afgan yılbaşı gecesinde Emir Sohrab ile birlikte uçurtma uçururken ilk defa konuştular. Tam o an Emir’in aklına Hasan’ın sözü gelmişti. ‘Senin için bin tanede olsa yakalarım Emir ağa.’